Oruç kimlere farzdır?

Müslüman, aklı basında, sağlam, yerleştiği yerde bulunan (yolcu olmayan), kadın ise hayız ve lohusalık hallerinde bulunmayan kimselere Ramazan orucunun farz olduğunda ittifak vardır. Bu şartları taşımayanların oruç ibadeti karşısındaki durumlarıni maddeler halinde şöylece özetleyebiliriz:

1-Kafir ve akıl hastası:

Müslüman olmayanların yapacakları ibadetler geçerli değildir; onlar için en büyük ibadet hak dini tanımak ve müslüman olmaktır; ancak bu temeli kurduktan sonradır ki üzerinde ibadet duvarları yükselebilir; aksi halde imansız ibadet, su üzerine yazı yazmaya benzer. Mükellefiyetin şartlarından birisi akıl ve ruh sağlığıdır; bu sebeple akıl hastası oruç ile mükellef değildir.

2- Çocuk:

Mükellef (yükümlü, sorumlu) olmanın ikinci şartı ergenlik çağina girmektir. Henüz bu çağa gelmemiş olan çocuklara oruç tutmak farz değildir. Ancak velilerinin onları oruca alıştırmaları, oruç terbiyesi vermeleri, bunun için uygun duruma gelince —aralıklarla da olsa— oruç tutturmaları güzel bir davranıştır. Buharî ve Müslim'in rivayet ettikleri bir hadîsten sahabenin, çocuklarıni oruca alıştırdıklarıni, acıktık diye şikayetlenen çocukları oyuncaklarla oyaladıklarını öğreniyoruz.

3— Yaşlı, hasta, emzikli, gebe ve ağır işçiler:

a ) Yaşlı kadın ve erkekler:

Her gün biraz daha geriye giden, za'fa düşen, oruç tutmaya güçleri yetmeyen, dayanamayan yaşlılar (şeyh-i fani) oruç tutmazlar, tutamadıkları her gün için bir fidye verirler. Fidye bir fakiri bir gün doyuracak yiyecek veya bunun bedelidir ve fıtır sadakasına eşittir.

b)   Hastalar:

Oruç tuttuğu takdirde hastalığının artacağı veya iyileşmesinin gecikeceği bilinen hasta Ramazanda orucunu tutmayıp iyileştikten sonra kaza edebilir. Ömrü boyunca oruç tutmaması gerektiği, mütehassıs ve müslüman bir doktor tarafından söylenen kimse yalnızca fidye verir ve böylece oruç ibadetini yapmış olur.

c )   Emzikli   ve   gebe   kadınlar:

Oruç tuttukları takdirde kendileri veya çocukları zarar görecekse Hanefî mezhebine göre o Ramazanda oruç tutmayıp sonradan kaza edebilirler. Bazı müctehidler yalnız fidye, bazıları ise hem fidye, hem de kaza gerekir demişlerdir.

d) Ağır işçiler:

Ya rizık temini için, yahut da esir veya hapiste bulunduklarindan ağır islerde çalışmak mecburiyetinde kalan kimseler oruc tutarlarsa bir kısmı hastalanır; oruç tuttukları takdirde hastalanacakları bilinen kimselerin durumu hastalar gibidir. Aynı durumda olan diğer işçiler ise hastalanmayabilirler; fakat bunlara da oruç tutmak çok zor gelir, büyük güçlük çekerler, işte bu durumda olanlar hakkında iki görüş vardır:

Birinci görüş: Böyle kimseler oruç tutmakla mükelleftirler, güçlük ve meşakkat oruç tutmamaları için ruhsat sebebi olamaz. Hanefîlerin de dahil bulunduğu fukaha ekseriyeti bu görüştedir.

Ikinci görüş: Bu gibi kimseler oruç tutmayıp her gün için bir fidye verebilirler. Bu konudaki farklı görüşlerin mesnedi Bakara süresinin 184. ayetin farklı tefsiridir, "....oruca dayanamayanlar bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir...." mealindeki ayeti, birinci grup ya mensuh kabul etmiş, yahut da "yutîkünehü" kelimesine "gücü yetmeyen, dayanamayan" manasıni vermişlerdir. Ikinci grup ise ibn Abbas'ın anlayışına dayanmışlardır. Ona göre ayet mensuh değildir; oruç tutmaya gücü yetmekle beraber çok zorluk çeken kimseler ayetin şümulüne girer ve böyleler! Oruç yerine fidye verirler. Günümüzde bazı Ezher uleması bu görüşü tercih etmişlerdir.1

1. Seyyid Sabık, Fıkhu's-sünne, c. I, s. 439 vd.; Ahmed eş-şerbasî, Yes'elünek, c. III,

s. 41; M. Mahmud Hicazi, et-Tefsiru'l-vadıh, (mezkur ayetin tefsiri...)


4— Yolcular:

"Içinizde hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar" (Bakara: 2/184) ayeti, yolcu olanların da sonradan kaza etmek üzere oruçlarıni açabileceklerini ifade etmektedir. Ayetin sonunda yer alan "oruç tutmanız —bilirseniz— sizin için daha hayırlıdır" ifadesi ise zarar ve meşakkatin bahis mevzuu olmadığı durumlarda tutmama ruhsatıni kullanmak yerine orucu tutmanin daha iyi olacağıni, bunun tercih edilmesinin kul için daha hayırlı olduğunu göstermektedir.

5— Hayızlı ve lohusa olanlar:

Bu durumda bulunan kadınların oruç tutmaları caiz değildir. Yapacakları şey, bu haller geçtikten sonra ilk fırsatta oruçlarıni kaza etmekten ibarettir.

 Kaynak: Islamin isiginda günün meseleleri - Hayrettin Karaman



GÜZEL ANADOLUM